22 Mayıs 2007 Salı

21 Mayıs 2007 Pazartesi

Kadıköy İskeleden Bakış


Korkularım var,
Ama, seninkilerden daha büyük.
Senin korktuklarından da, korkuyorum ben.
Hasretlerim var,
Seninkiler kadar, uçsuz bucaksız.
Bir ucu, mavi
Bir ucu, siyah.
Mavi sana kavuştuğum,
Siyahsa; asla kavuşamayacağıma inandığım.
Ve sevgim;
Sevgim öyle büyük ki,
Seni milyonlarca kez sevebilirim.

Tuba Sapan

Ayder Yaylasından

Kapadokya

Göreme Vadisi/St. Barbara Kilisesi


GÜL

MANTAR

20 Mayıs 2007 Pazar

DİKKAT! DUYURU...



Elli yılda bir gerçekleşen olay!!! Bugün
Saat 20:45 itibariyle hilalin önüne bir yıldız gelecek.
Bu olayı herkesin izlemesini tavsiye ederim.

SAPANCA DAN...




papatyalar

dscf3546.jpgdscf3491.jpg

dscf3517.jpgdscf3519.jpg


17 Mayıs 2007 Perşembe

fayton sefası

Abant

ÇİÇEKÇE

Çağımız medeniyeti kötü durumdadır. Çünkü; bize uygun değildir. Bu medeniyet, bizim gerçek tabiatımız bilinmeden kurulmuştur. İlmi buluşlardan, insan iştihasından, hayallerinden, teorilerinden ve arzularından doğmuştur. Bizim tarafımızdan kurulmuş olmasına rağmen, bizim ölçülerimize göre olmamıştır.
Bunların kötü tesirleri, kendimizi gereği gibi dikkate almayışımızdan ileri gelmiştir. Mekaniğe, fiziğe ve kimyaya eski hayat şekillerimizi değiştirme gücü veren şey; bizim kendimizi bilmeyişimiz, bu hususdaki cehaletimizdir.
İnsan, herşeyin ölçüsü olmalıydı. Oysa ki; insan, oluşturduğu alemde bir yabancıdır. Bu alemi, kendisi için teşkilatlandırmayı bilememiştir. Çünkü; kendi tabiatına dair müsbet bilgisi yoktur.

Demek ki; cansız şeyler ilimlerinin, canlı varlıklar ilimlerine nazaran muazzam ilerleme kaydetmiş olması, insanlık tarihinin en feci olaylarından biridir.

Zekamız ve buluşlarımızla kurulan çevre, bizim ne boyumuza, ne de biçimimize uygundur. Bu çevrede bedbahtız. Ahlaken ve zekaen dejenere oluyoruz.

Alexis Carrel
(İnsan Denen Meçhul kitabından.)
KAYNAK

15 Mayıs 2007 Salı

ve tekrar düşünsek bir kar tanesinin rüzgardaki hayatını,

ışkla buluşup eriyip gitmesini,

ve tekrar semaya dönmesini,

bir bulut olup yağmur olmasını bir canda can bulmasını...


Özgür mavituna

güne başlarken...

İSTANBUL daydım...

Tüm kargaşa ve kalabalığıyla,
tüm hoyratlığı ve kabalığıyla,
tüm zerafet ve hassasiyetiyle,
tüm estetiği ve doğasıyla,
İstanbul...
tüm ev sahipliğiyle, misafirdi yine.
bu günde bile hissedilen,
binlerce yıllık tarihiyle,
gıcır, gıcır duruyordu karşımda...
f.a.

14 Mayıs 2007 Pazartesi

13 Mayıs 2007 Pazar

herşey oyun olsa...

ÖZLEDİM

İstanbul u özledim.
havasını, suyunu, toprağını
özledim.
denizini seyrederek,
balık ekmek yemeyi,
çay içmeyi özledim.

tanıdık caddelerde,
tanıdık kalabalıkları
vitrinleri özledim.

vapur sesini, martıları
gökyüzünü özledim.
opera pasajını, iskeleyi
güneşin İstanbul dan batışını
özledim.

sahilde bisikletimle gezinmeyi
özledim.
ipimi, topumu, frizbimi
özledim.
pala amca dan aldığım
leblebi tozunu, horoz şekerimi
özledim.

dünü, bugünü, yarını
düşünmeden yaşamayı,
özgürlüğümü özledim.

İstanbul da benden kalan anıları,
beni, ben yapan anları,

ve asla bir daha bulamayacağım
çocukluğumu özledim.
f. a.

mantar

orada... bir yerde... biri... var.

günbatımı



İNSANLARIN ÇOĞU KAYBETMEKTEN KORKTUĞU İÇİN,SEVMEKTEN KORKUYOR.

SEVİLMEKTEN KORKUYOR, KENDİSİNİ SEVİLMEYE LAYIK GÖRMEDİĞİ İÇİN.

DÜŞÜNMEKTEN KORKUYOR, SORUMLULUK GETİRECEĞİ İÇİN.

KONUŞMAKTAN KORKUYOR, ELEŞTİRİLMEKTEN KORKTUĞU İÇİN.

DUYGULARINI İFADE ETMEKTEN KORKUYOR, REDDEDİLMEKTEN KORKTUĞU İÇİN.

YAŞLANMAKTAN KORKUYOR, GENÇLİĞİNİN KIYMETİNİ BİLMEDİĞİ İÇİN.

UNUTULMAKTAN KORKUYOR, DÜNYAYA İYİ BİR ŞEY VERMEDİĞİ İÇİN.

ÖLMEKTEN KORKUYOR, ASLINDA YAŞAMAYI BİLMEDİĞİ İÇİN.
  • VE YAŞAMAKTAN KORKUYOR, KENDİSİ İÇİN DEĞİL BAŞKALARINA GÖRE YAŞADIĞI İÇİN..

günbatımı


Armutlu/ YALOVA

Armutlu/ YALOVA

kalpten... kalbe.

İKİ DİLİM EKMEK İÇİN...Mİ?